Dora'nin Yolculugu

Lilypie First Birthday tickers

21 Aralık 2011 Çarşamba

Kalifiye Anneler..


Bugünlerde aldı beni bir düşünce, aslında uzun zamandan beri arka planda çalışıyor da kendim için ‘iş bulurum o zamana’ dediğim zaman dilimlerine yaklaştıkça daha da su yüzüne çıktı..

Ben bir biyoloğum, moleküler biyoloji doktorasını yeterlilikten sonra bırakmış, gayet yeterli moleküler biyoloji ve genetik bilgisine sahip bir kişiyim. Aldığım eğitimi özel sektörde iş deneyimlerimde sonuna kadar kullanarak bilgilerimi sürekli canlı ve güncel tutabilme şansını da yaşadım. Şimdi pazarlama alanında yüksek lisans yaparak kendime yaptığım yatırımı devam ettiriyorum.
Pek bir CVsel oldu ama durum bu.

Hamilelikle birlikte 1,5 yıldır biyoloji ve genetik bilgimi aldığım gıdalardaki vitaminler, bebeğin gelişim evreleri hakkındaki bilgileri anlayabilme hatta gözümde genetik mekanizmasıyla birlikte canlandırabilme, genetik testlerin hangi şüpheli hastalıklara karşı hangi yöntemle yapıldığı, sonuçların hangi laboratuvar teknikleriyle elde edildiği ve ne anlama geldiği, bebeğimin hangi vitamini, gerekli besini hangi ilgili gıdayla alacağı dışında hiçbir şekilde kullanmadım. Şimdi yazınca bayağı kullanmışım gibi geldi sanki:)

Demem o ki, profesyonel açıdan en verimli ve de karşılığını alacağım dönemde herşeyi arkamda bırakıp hayatımı değiştirdim. Kocim için bir fırsat çıktı değerlendirdik. Plan oydu ki ben de yeni hayatta kaldığım yerden devam edeceğim. Fakat Dora Hanım beni annesi olarak seçti ve gelmeye karar verdi. İyi ki de geldi minnoş hiç şikayetim yok ondan yana yanlış anlaşılmasın.
Ama benim bireysel olarak ‘ben’ için kurduğum bir takım hayaller, yaptığım bir takım planlar vardı. Hayatım boyunca çalışkan bir öğrenci ve çalışan oldum, hırslıyım, başarmak istediğim daha bir dolu şey var.

Oysa ben tam teşekküllü, kalifiye bir ev annesi olarak hayatıma devam ediyorum.  Biyoloji bilgimi prospektüs okumada, ‘multitasking’ özelliklerimi Dora, okul ve ev işlerini düşürmeden havada çevirerek, ‘pazarlama’ becerimi Dora’ya bisküviden çok sebze sevdirmeyi başararak, ‘zaman yönetimi’ becerimi Dora’nın uyanmasıyla acıkması arasındaki zamanı dışarıdaki işlere ayırarak ve 5 dakikamı dahi ‘değer’lendirerek, ‘stres altında çalışabilme’ becerimi Dora sabah uykusundan uyanmadan yemeği ocağa koyarak canlı tutuyorum.

Ve hiç de yalnız olmadığımı biliyorum..Etrafım böyle birbirinden eğitimli, kalifiye ev anneleriyle çevrili. Küçüklükten beri, ailelerimiz tarafından kendi ayaklarımızın üzerinde durabilecek donanıma sahip olabilmemiz için herşey yapıldı. Duruyoruz da..Sonuçta gurbette olmak yalnız olmak anneden kardeşten uzak olmak, kocilerin bitmeyen seyahatleri demek, ve bizler ya karnımızda ya kucağımızda bebelerimizle başbaşayız bu yabancı memlekette, baya da dimdikiz çok şükür. Cesuruz herşeyden önce, kolay değil alıştığını bozup düzen değiştirmek.

Aferin bize de...Bu kadar sene, bu kadar bilgi, bu kadar yatırım evde çocuk bakmak için miydi?

Elbette azımsanacak, küçümsenecek birşey değil, hele bu şekilde mutlu olmak hiç ayıp değil!

Ama ben şahsen güceniyorum kaderin bu cilvesine:/ Sinmiyor içime..


7 yorum:

  1. Bu konuda o kadar çok yazı yazdım ki...ben de endüstri mühendisiyim.12 yıl çalıştım, kariyerimin en iyi noktasındayken de 3 ay önce herşeyi bırakıverdim...bunaldım, sıkıldım, anne olabilmek istedim...şimdilik iyiyim ama aklım boş durmuyor. ha bire projeler üretip duruyorum. sevgiler

    YanıtlaSil
  2. E napıcaz biz peki? Ne yardan geçebiliriyoruz ne serden:/ Bu modern hayat başa bela!

    YanıtlaSil
  3. Meslektasmisiz, ben de molekuler biyoloji okudum. Doktorayi bitirdim, hatta simdi doktora sonrasi arastirma yapiyorum. Bende de surekli bir vicdan azabi var, iste olunca cocuklarimi ozluyorum, onlarla yeteri kadar ilginemiyorum gibi geliyor. Kerem'im daha uc aylik ama gunun cogunu annesinden uzak geciriyor. Imkanim olsa da daha cok dogum izni alabilseydim diye geciriyorum genelde icimden. Calissan da calismasan da hep bir ic huzursuzlugu olacak galiba. Umarim biran once bu bilgi birikimini kullanabilecegin bir is bulabilirsin.

    YanıtlaSil
  4. merhaba Elifnur,

    Ben seni Bilkent'ten hatırlıyorum, birazcık. Ben doktoraya başlarken sen mezun oluyordun sanırım, sene 2004. Şimdi bloguna baktım, maşallah oğulların çok güzeller. Allah bağışlasın, güle güle büyüt. Bir yandan kariyerin de devam ediyor. Pınarcım senin için de, hepsi olur, Doracık da büyür, yeniden işine de dönersin. İstedikten sonra illa ki olur ama suçluluk duygusu kadınlara mahsus herhalde. Ne yapsan, herşeye yetişsen de bir eksiklik kaldı diye üzülüyorsun. Yapacak birşey yok herhalde.

    YanıtlaSil
  5. Molekular biyoloji egitimi almis bloggerlar burada toplaniyor:) Ayca, haklisin, ben 2004'ten mezun oldum, kisa bir sure de olsa cakistik galiba. Sen de simdi Ingiltere'deymissin. Molekuler biyoloji okuyunca gurbetten kacis yok tabii. Ben de postdoc sonrasi Turkiye'ye donmeyi istiyorum, umarim mumkun olur.

    YanıtlaSil
  6. Hey ben de Bilkent'teydim Aycayla birlikte ama ben seni hatirlamiyorum Elifnur:/ Pardon. Tesekkur ederim iyi dilekleriniz icin arkadaslar:)

    YanıtlaSil
  7. Elifnur ayrica sana da akademik hayatinda basarilar dilerim:) Ogullarini gule gule buyut:)

    YanıtlaSil