Dora'nin Yolculugu

Lilypie First Birthday tickers

27 Eylül 2011 Salı

Tenefüs






Son günlerin genel manzarası!
Bu da sınıfııım:) 

Ben yalnız bir anneyim, çocuğuma kendim bakıyorum 7 aydır. Çevremde annem, kayınvalidem, kardeşim, teyzem vs. hiç kimse yok yardım edecek.'Ayh bunaldım çocuğa 1-2 saat bakıver de ben bir hava alayım' diyebileceğim hiççç kimse yok. Haftasonları eşime bırakabilirdim belki ama eşim de çok seyahat ediyor ve zaten haftasonları görüşebiliyoruz sadece. Hal böyle olunca O'ndan da ayrılmak içimden gelmiyor ailecek geçirebileceğimiz tek zamanda. Kuaföre gidemiyorum, kitap okuyamıyorum, şöyle bi arkadaşlarımla çıkıp sakin kafayla bi kahve içip sohbet edemiyorum, sinemaya gidemiyorum, akşamları bir filmin sonunu getirecek kadar enerjim olmuyor, yapamıyorum da yapamıyorum yani.. Şimdi bir de katı gıdaya geçiş serüvenimiz var ki, evlere şenlik.. Yani demem o ki, tüm zamanım, enerjim, aklım sadece Dora'nın..

DI.. Eylül ortasına kadar. Madem çalışmıyorum, Dora 1 yaşına gelinceye kadar da çalışmayı düşünmüyorum, bu süreyi kendime yatırım yaparak değerlendirmeliyim, hiçbir işe yaramasa bile (ki zannetmiyorum) en azından kendim için birşey yapmış olurum dedim ve master yapmaya başladım. Haftada 2 gün akşam saatlerinde. 6'da çıkıyorum 9'da geliyorum eve. Haftada 6 saat insan görüyorum ve bebekler dışında şeyler hakkında konuşuyorum, ilgimi çeken bir konu hakkında eğitim alıyorum, aklımı mamalar, bezler, kakalar, oyunlar dışında konular için kullanıyorum. Ve nasıl zevk alıyorum, nasıl rahatlıyorum anlatmam mümkün değil. Temmuz ayında kararın son aşamalarında neredeyse vazgeçiyordum çocuğumu bırakamam falan filan diye. Ama şu anda bu programa başlayarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimi görüyorum ve herkese tavsiye ediyorum. Resmen derslerim tenefüs, farklı bir 'atmosferde' nefes alma saatlerim.

Beni en iyi anlayacak olanlar ailesi uzakta olup, çalışmayan, tam zamanlı yardımcısı-bakıcısı olmayan, çocuğuyla %100 vakit geçiren anneler olacaktır. Eşim çok seyahat ettiği için akşam saatlerinde ben okuldayken evde duracak, son mama ve banyosunu yaptıracak, haftada 2 gün gelen yarı zamanlı bir bakıcıyla hallettik konuyu. Seyahat etmeseydi bakıcıya da gerek olmazdı.

Diyeceğim odur ki; ister bir kurs olsun, ister spor programı olsun, fıtrat ve meşrebinize göre ne istiyorsanız mutlaka mutlaka konusu 'bebekler' olmayan birşeye girişin.

Merak etmeyin çocuğu 2 gün siz yıkamayıp, siz uyutmayınca hiçbirşeycik olmuyor yavrunuza, aksine annesi daha mutlu oluyor, haliyle ruh hali çocuğa da yansıyor. Tabiki her zaman çocuğumla zevkle ilgileniyorum ama kendim için birşey yapıyor olma durumu cidden her konuya bakışımı değiştiriyor.

Haydi kızlar okula:P


19 Eylül 2011 Pazartesi

Uzun zamandır hasret kaldım yüzüne:P

Tatile giderken hiç hesapta yoktu bu kadar ayrı kalmak blogumdan hatta bilgisayarımı bile taşıdım yanımda  ama sıra gelmedi hiç. İnternetle ilişkim yok denecek kadar zayıftı, valla hiç de eksikliğini hissetmedim. Onca sevdik yanında olunca touchy-feely durumlar daha tatlı geldi doğal olarak:)

Tam 1 ay evimizden uzaktık. Ağzımı doldura doldura 'tatil çok iyi geldi' demek isterdim ama tatilimiz Doramız'a tatildi. Kucaktan kucağa vala keyfine diyecek yoktu:)Zaten ayı olan gelişim atakları bir de kalabalıklar içinde olunca tadından yenmedi Dora. İnsan seven bir çocuğum var:) Benimse kendimi hatırladığım sahne bavul-açıp kaparken..İstanbul-Balıkesir-Altınoluk-Balıkesir-İstanbul, en son gelirken kapattığımda 5 defa açtığım bavulları 5.defa kapatıyordum..Dubai'nin korkunç yaz sıcağı ve neminde 2-2,5 ay kapalı kalmış olarak içine girdiğimiz limonata gibi iklimde, zincirinden boşanmış gibi 1 gün bile evde durmayınca doldurup-boşalttığım bebek çantasının sayısı belli değil zaten.

Neyse evimizi çok özledik biz, en son 1 hafta çok zor geçti, bundan sonra maksimum 3 haftayla sınırlandırmaya karar verdik memleket ziyaretini. Bir de Dubai'yi de valla özledik, buralı olmuşuz anladık. 1.yıl dönümümüzdü 15 Eylül'de. Geldiğimiz ilk hafta korkunç sıcak ve nem karşıladı bizi yine, geçen hafta bir gün iyi bir gün kötüydü, bu hafta süper başladı umarım böyle gider bugün 35 dereceydi ama hiç öyle hissedilmiyordu, nefisti, hemen attık tabi kendimizi dışarı:)

Bir de ben okula başladım geçen hafta. Ay nasıl mutluyum anlatamam, haftada 2 gün akşam saatlerinde. Nasıl iyi geliyor kafanın Dora'nın ne yediğinden, kakasının renginden, uyku saatini hesaplamaktan başka birşeylere de çalışması. Özlemişim sınıfı, ders dinlemeyi, öğrenmeyi, tartışmayı. Adı ders ama bana tenefüs bu saatler:) Çok da tatlı Rus arkadaşlarım oldu; biri Tom Ford'ta biri Harvey Nichols'da çalışıyor. Stratejik olarak tatlılar:P Şaka şaka vala iyi kızlar hemen kaynaştık.

Tabi okullu anne, seyahat engeli ve hatta sınırı olmayan baba olunca bir yardımcı edindik. Sadece okul günleri geliyor, ben gidene kadar temizlik ve ütüyle ilgileniyor, ben gidince de Dora'yı uyutuyor, sonra ben gelene kadar oturuyor. Çok tatlı, güler yüzlü, Sri Lankalı bir kadın, kendisi de anne dolayısıyla eli yatkın ve çok özenli Dora'ya, çok hoşlandı Dora (neyseki!). Aman maşallah böyle devam etsin..

Doktorumuz 6 ay bitince ek gıdaya başlamayı önerdiği için bekledik tabii, aslında 6 ay tatildeyken doldu ama ben kendi evimin düzeninde bu işe girişmek istediğim için 1 hafta geç başladık. İlk hafta korkunçtu, yine doktorun önerisiyle sebzelerle başladık ama bi kusmalar bişeyler fenaydı yani ay nasıl üzüldüm-geç kaldık diye, eyvah hiçbirşey yemeyecek diye...! Geçen hafta meyve verdim sevdi tabi, bununla beraber hergün sebze de deniyorum ama hiç sevdiği olmadı daha,tatlı patates dahil! Bildiğin tatlı ya patates, içine şeker koymuşsun gibi ama sebze ya 'püffff' diye bi etrafa saçışı var görmek lazım odanın öteki ucuna fırlatabiliyo ağzındaki püreyi! Yoğurdu 7.aydan itibaren önerdi o yüzden bekliyorum haftaya vericem onu, bakalım napıcak. Bu ek gıda olayını çözdükten sonra ilgili bir post yapacağım faydalanan olur belki diye ama şu ana kadar gurur duyulacak bir başarıya imza atamadım malesef:(

4. evlilik yıldönümümüzü kutladık 8 Eylül'de. Evdeydik tabi, uzun bir aradan sonra şaraplı bir akşam yemeği yedim, şarap süperdi, Balıkesirim'den getirdiğim misss gibi İzmir tulumu ve sepet peyniri eşliğinde 'Vay anasını dedik yani 4 yıl ne zaman geçti'. Geçti işte güsel güsel:) Bir de meyve verdi:) Nice yıllara diyelim:) Maşallah maşallah..

Şimdilik bu kadar, ısınma yazısı gibi oldu bu, hiç elim varmıyordu döndüğümüzden beri kırdım şeytanın bacağını devamı gelir artık. Bol bol fotoğraf da var bilgisayara aktarabilirsem bloga da aktaracağım kısmetse ama herşey sırayla:D Önce Leyla ile Mecnun'u seyretmek lazım:)